20 Aralık 2007 Perşembe

Kurbanın Diğer Nevileri

Kurbanlar vâcib ve nafile olmak üzere ikiye ayrılır. Vâcib Kurbanlar şunlardır:
* Nisâba mâlik olan ve zengin sayılan kimselerin kesmekle mükellef oldukları Kurban Udhiye Kurbanı.
* Adak edilen Kurban Nezir Kurbanı.
* Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettü yapanların kesmek zorunda oldukları Şükür Kurbanları Hedy Kurbanı.
* Hacda Kurban kesmeyi icabettiren bir kusur işleyen kimsenin kesmesi gereken Ceza Kurbanları.
* Bir fakirin Kurban etmek niyetiyle satın aldığı bir hayvanı Kurban etmesi de vâcibtir.Nafile Kurbanlar ise, bu saydıklarımızın dışında kalan ve sırf nafile olarak kesilen Kurbanlardır:Akîka Kurbanları, Hacc-ı İfrad yapanların kestikleri Kurbanlar, Kurban bayramı dışında kesilen Kurbanlar ve bunun gibi...

KURBAN ETİ VE DERİSİ NE YAPILMALIDIR

Kesilen hayvanın eti, yaklaşık olarak 3e ayrılır.3te bir kısmı ev halkı için ayrılır, üçte biri akraba ve komşulara dağıtılır.Kalan üçte biri de fakir ve muhtaçlara yollanır.Bu taksim şekli mendubtur.Fakat kesen şahıs zenginse, tamamını veya çoğunu fakirlere dağıtabileceği gibi, orta halli veya kalabalık ise, çoğunu veya hepsini evinde kendi için de bırakabilir.Kurbanda esas olan kan akıtmaktır.Bu yapılmadan Kurban vecibesi yerine getirilmiş olmaz.Bu sebeble Kurbanlık koyunu alıp kesmeden canlı olarak tasadduk etmekle Kurban borcu ifa edilmiş sayılmaz.Kurban etinden Müslümanlara yedirmek lâzımdır.Kâfire yedirmek ise mekruhtur.Fakat kesilirken veya yenirken üzerine gelmişse yedirilmesinde kerahet yoktur.Kurbanın etini ve derisini satıp parasını almak da mekruhtur. Yapıldığı takdirde alınan para tasadduk edilmelidir.Kurban derisi çeşitli hayır yerlerine verileceği gibi, evde bırakılıp seccade de yapılabilir.

KURBAN SÜNNETE GÖRE NASIL KESİLİR

Kurbanlık hayvanı usûlüne uygun olarak rahatça ve fazla eziyet vermeden kesebilmek için, önce keskin ve büyük bir bıçak hazırlanır.Hayvanın göremiyeceği bir yere konur.Sonra Kurbanlık hayvan, kesileceği yere eziyet verilmeden götürülür.Hayvanın yüzü ve ayakları kıbleye gelecek şekilde sol tarafı üzerine yatırılır.Sağ arka ayağı serbest bırakılarak, diğer üçü bağlanır ve kıbleye karşı durularak şu âyetler Kurban sahibi veya vekili tarafından okunur: * İnnî veccehtü vechiye lillezi fatares-semâvâti vel-arda hanîfen * [Enâm, 79]
* İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil-âlemin * [Enâm, 162]
Bu ayetlerden sonra, Allahü ekber Allahü ekber.Lâ ilâhe İllâllahü vellahü ekber. Allahü ekber ve lillâhil hamd şeklinde tekbir getirillir ve Bismillâhi Allahü ekber denilerek hazırlanan keskin bıçak hayvanın boynuna çalınır.Damar ve borular tamamen kesilerek kan iyice akıtılır.Hayvan böylece kesildikten sonra tamamen ölünceye kadar beklenir.Sonra kafa koparılır.Ve usûlüne uygun olarak yüzülür. Karnı açılır, iç organlar çıkarılır ve gövde ve etler parçalanır.Hayvan tamamen ölmeden kafa ve ayaklarını koparmak, derisini yüzmeğe kalkmak, kıbleden çevirmek veya hayvana azab vermek mekruhtur.Kurbanın, sahibi tarafından kesilmesi menduptur.Başkasına da kestirilebilir.Tesmiyeyi kesen yapar.Kesen ve sahibi eli üzerine elini koyarak keserlerse tesmiyeyi ikisi birden yapması şarttır.

KURBAN HANGİ ALETLE KESİLİR

Kurbanların kesme işlemi kesici âletlerle yapılır.Kesici âletler de keskin olanlar ve keskin olmayanlar diye 2ye ayrılır.
Keskin olanlarla, ister demir, ister başka bir maddeden olsun tezkiye câizdir. Demir veya başka bir maddeden yapılmış keskin olmayan kesici âletlerle tezkiye ise, câiz olsa bile mekruhtur.

* KURBAN KESECEKTE OLMASI GEREKEN ŞARTLAR *
Kurbanı kesecek kimsede bulunması gereken şartlar şunlardır:
* Kesenin Müslüman veya Yahudi ve Hristiyan gibi Ehl-i Kitaba mensub birisi olması.
* Kesmeye yetecek kadar aklı ve kesme işini hatırında tutacak kadar hâfıza gücü olması.
* Hayvanı kesebilecek gücü ve kuvveti olması.
* Kurban keserken Allahın ismini anması, yani, besmele çekmesi.Buna tesmiye denir.Kurban ancak Allah adına kesilir.Bu yüzden keserken Allahın yüce adını anmadan kesilen hayvanın eti yenmez.Bu sebeble putperest ve diğer bâtıl din sâhiblerinin, dinsizlerin kestikleri et yenmez.Çünkü bunlar keserken tesmiyede bulunmazlar.Ehl-i Kitaba mensub birinin kestiğinin yenme sebebi, onların da aynı Allaha inanmalarıdır.Kitâbîler Allahtan başka birşeyin adını zikretseler, onların kestiği de yenilmez.Kesme işlemi sırasında Besmele çekmek unutularak terkedilmiş ise, bir beis yoktur.Kesim câizdir.Tesmiyeden maksad, hayvanı boğazlarken bismillâh demektir.Keserken Allahu Ekber demekle Allahü Azam demekle veya sadece Allah demekle de tesmiye yerine getirilmiş olur.Tesmiye kasden terkedilirse kesilen hayvanın eti yenilmez.Ancak Kurbanlık hayvanı, kitabî bile olsa Müslüman olmayana kestirmek mekruhtur.

KURBAN NASIL KESİLİR

Kurbanlar dînimizin tayin ettiği hayvan boğazlama şekline ve usûlüne uygun olarak kesilirler.Şerî boğazlama şekline tezkiye adı verilmektedir. Tezkiye işlemi iki şekilde yapılır:
* Ya boğazın çeneye bitişik tarafı kesilmek suretiyle olur ki buna zebh denir. Bu şekilde kesilen hayvana da zebîha adı verilir.Mezbeha kelimesi de aynı kökten gelmektedir.
* Veya boğazın göğse bitişik olan kısmından kesilir, buna da nahr denilir. Koyun, keçi ve sığır cinsi zebh usûlü ile develerin ise nahr yoluyla boğazlanması sünnettir.Aksini yapmak ise mekruhtur.Hayvanı keserken şerî yönden ayrıca şu hususlara da dikkat edilmesi şarttır:
Evdac adı verilen şu 4 kısmın tamamen kesilmesi şarttır:
* Nefes borusu,
* Yemek borusu,
* Boyunun iki yanında bulunan iki şah damarı...Bu 4 kısım tamamen kesilmeden şerî yönden kesim işlemi ifa edilmiş olmaz.Bu şekilde kesilen Kurban sahih olmaz, eti de yenmez.Bunlardan birini kesiminin eksik kalması halinde durum ihtilâflıdır.Bir görüşe göre, bu 4 şeyden nefes borusu dahil 3ü kesilmiş olursa, kesim işlemi sahih olur. Diğer bir görüşe göre ise, bu 4 kısmın tamamı ve herbirinin de yarıdan fazlası kesilmeden, kesim işlemi olmaz, o hayvanın eti sahih olmaz.Fakat müftâbih olan kendisiyle fetva verilen birinci görüştür.Bu şekilde kesilen bir hayvan, şerî usûle uygun olarak kesilmiş sayılır. Buna hakikî ve ihtiyarî tezkiye denir.Bir de zarurî tezkiye adı verilen kesme şekli vardır.Bu kesme, kesilecek hayvanın herhangi bir yerinden yararlanarak kanını akıtmak suretiyle öldürmek demektir.Eti yenen vahşî hayvanlar bu usûlle öldürülünce hükmen boğazlanmış sayılırlar.Ehlî hayvanlar ise, ancak yabanileştiği veya tutup kesmek mümkün olmadığı takdirde bu şekilde zarurî tezkiye yoluyla öldürülerek eti yenebilir.

KURBANIN SAHİ OLMASI İÇİN KURALLAR

,Kurbanın rüknü, kesilmesi caiz olan bir hayvanı kesmektir.Kesilen bu Kurbanın sahih olabilmesi için iki şart lâzımdır:
* Vakit: Kurbanın kesim vakti, Kurban bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren, üçüncü gün güneş batıncaya kadarki üç günlük süredir.Bu müddet içinde Kurbanın kesilmesi şarttır.Bu vakitler dışında Kurban kesilmesi sahih olmaz.Kurbanı gece kesmek mekruhtur.
* Kesilecek hayvanın ayıplardan sâlim olması. Allaha kurbiyet ve ibâdet maksadıyla kesilecek hayvanların kusursuz ve ayıpsız olmasına müslümanların dikkat etmeleri, Peygamberimizin birçok hadîslerinde emredilmiştir.
Bu ayıplar iki kısma ayrılır:
* Çok ayıp sayılan ve o hayvanın Kurban edilmesine dînen mâni olan büyük özürler.
* Az ayıp sayılan ve hayvanın Kurban edilmesini kerahetle câiz kılan küçük kusurlardır.

* KESİLECEK KURBANIN VASIFLARI *
Kurban şu üç cins hayvandan olur:
* Koyun ve keçi.
* Sığır. Mandalar da sığır cinsinden sayılır.
* Deve. Bunlar dışında kalan hayvanlardan Kurban olmaz.Bu üç cins hayvanın hem dişisinden, hem de erkeğinden Kurban olur.Fakat koyun ve keçinin erkeği daha efdaldir.Koyun ve keçi bir yaşını, sığır iki yaşını, deve ise 5 yaşını doldurmadan kesilmemelidir.Ancak koyun 6 aylık olduğu halde bir yaşındaki gibi cüsseli ve gösterişli ise, Kurban edilmesi câizdir.Keçinin ise bir yaşını doldurması şarttır.Kurbanlık hayvanın toplu, gösterişli ve semiz olması da şarttır.Bir koyun ve keçi yalnız bir kişi adına Kurban edilebilir.Sığır cinsinden bir hayvanı veya bir deveyi, bir kişi Kurban edebileceği gibi, 7ye kadar yedi de dahil kişi de ortaklaşa Kurban edebilirler.Bu yedi kişinin de Allah rızası için Kurban kesmek niyetinde olmaları şarttır.İçlerinden biri Kurbana niyet etmeksizin sırf et almak için iştirâk etse, hiçbirinin Kurbanı sahih olmaz. Katılanların sayısının tek veya çift olması mühim değildir.Ortaklar Kurbandan hisselerini tartarak ayırmalıdırlar.Götürü usûlü ile taksim câiz olmaz.

* KURBAN KESMENİN HİKMETLERİ *

Kurban kelimesi, lügatta, kendisi ile Allaha yaklaşılan şey mânasına gelir.Bu isimden de anlaşıldığı gibi Kurban; Allaha yaklaşma ve Onun rızasını kazanma vesilesidir. Kurân-ı Kerîmde şöyle buyurulmaktadır:
* Biz her ümmet için Kurban kesmeyi meşrû kıldık emrettik.Allahın rızık olarak verdiği dört ayaklı davarlar üzerinde yalnız Allahın ismini ansınlar o davarların gerçek sâhibinin Allah olduğunu bilsinler diye...O halde hepiniz Ona teslim olun.Habîbim! Sen itâatli ve mütevâzî olanları ebedî saâdet ve selâmetle müjdele *
Bu âyette Kurban kesmenin, Allahın hatırlanması, yeryüzünde mevcut bütün hayvanların Allahın mülkü olup, sırf rahmet eseri olarak insanların istifadesine verilmiş olduğunun bilinmesi için emr olunduğu belirtilmektedir.İnsan zamanla gaflete düşüp, sâhip olduğu malın, mülkün, servetin Allahın kendisine bir lütfu olduğunu unutabilir.Karun gibi her şeye kendi çalışmasıyla, bilgi ve mehâretiyle sâhip olduğunu vehmederek, kendisinde bir kudret ve kuvvet görmeye, İlâhî nimetleri şahsına maletmeye başlar.Gururlanıp, haddini aşar. İşte Kurban emri, ona, sâhip olduğu mal ve mülkün, bağ ve bostanın, hayvanların, servet ve paranın Allahın bir ihsanı ve lütfu olduğunu ve asıl mal sâhibinin Allah bulunduğunu hatırlatır.Onun izni ve müsâadesi olmadan hiçbir şeye sâhip olunamayacağını bildirir.O da gururu bırakıp mahviyet ve tevazua girer.Hakikî kulluk tavrını takınır, şükür vazifesini ifaya çalışır.Bu hal ise, onun Allaha yaklaşmasına ve rızasını kazanmasına bir vesile teşkil eder.İnsanın yaptığı bütün ibâdetler gibi Kurban kesmesinede Allahın ihtiyacı yoktur.Ancak Allah, Kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvâlarını, ilâhî emre itâattaki titizliklerini, Allaha yakınlık derecelerini ölçmektedir.
* Onların ne sadaka edilen etleri, ne de kanları hiçbir zaman Allaha yükselip erişmez.Fakat sizden Ona yalnız takvâ Allahın emirlerine itâat ve yasaklarından ictinab titizliği ulaşır *
Bu âyette de görülüyor ki, kesilen Kurbanlarda gaye; ihlas, takvâ ve Allaha yaklaşmadır.Maksad, Allahı verdiği nimetleriyle hatırlama ve Onun rızâsını kazanmaktır.Bu maksad ve gaye olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, akıtılan kanların, ne kadar çok olursa olsun, Allah katında hiçbir değer ve kıymeti yoktur.Kurban aynı zamanda Hz. İsmailin Allah için Kurban edilmekten bir lütuf eseri olarak kurtuluşunun hatırlatılmasına da vesiledir.Cenâb-ı Hak, İbrahimi büyük bir imtihana tâbi tutmuş, sevdiği biricik evlâdını Allah için Kurban etmesini istemiştir.Hz. İbrahim ile oğlu İsmail, her ikisi de bu isteğe, tam bir teslimiyet ve sadakat içinde uymuşlardır.Hazret-i İbrahim oğlunu kesmek üzere yatırmış ve bıçağı boynuna çalmıştır.Fakat bıçak İsmaili kesmemiştir.Çünkü Cenâb-ı Hakkın muradı, Hz. İsmailin kesilmesi değil, baba-oğul iki şanlı nebînin erişilmez teslimiyet ve sadakatlarının, ferâgat ve fedakârlıklarının, melekler ve kıyâmete kadar gelecek bütün insanlar tarafından bilinmesi, daima hatırlanması idi.Bu hikmet tahakkuk ettiği için, bıçağa İsmaili kesmemesini emr etmiş; Hz. İsmailin yerine onlara Cennetten bir koç göndererek onu Kurban etmelerini istemiştir.İşte Kurban kesmek; bu büyük ve ibretli hâdisenin yıldönümünü kutlamak mahiyetindedir. Her yıl müslümanlar tarafından binlerce Kurban kesilmektedir.Bu, bir bakıma, bir müslümanın Allaha ibadet ve onun emrine uymak için her şeyini fedâ edebileceğinin, Allah yolunda bütün varlığından vazgeçebileceğinin sembolik bir ifadesi olmaktadır.İslâmın koyduğu Kurban kesme hükmü, aynı zamanda insanlar için büyük bir nimet ve rahmettir.Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koyamamış fakirler, Kurban bayramı münasebetiyle bol bol et yeme fırsatına kavuşurlar.Fazla gelen etleri kavurma yapıp uzun zaman o etten faydalanma imkânını elde ederler.İslâmın sosyal adâleti temin edici bir hususiyeti de böylece ortaya çıkmış olur.

Kaynak :
* el-Hacc, 34
* Hacc sûresi, 37