Yaşıyoruz işte bize verilmiş günleri doldurmak için. Öyle ya da böyle. Her gün evden çıkıp çalışanla, evde kalıp bekleyen de rutin yaşıyor. Çoğumuza bugün nasıldı desek aldığımız cevabı aylar sonraki günde de duyabiliriz. Bugünümüz dün gibi, yarınımızda bugün gibi olacak.
Umursanmayan hayatları bugünlerin rutinliği oluşturuyor. Bugünümüzü yaşarken anlamlandıramadığımız için yarınlarda anlamsız oluveriyor. Çoğumuz düşünmüyoruz yaşadığımız hayat istediğimiz huzurlu hayat mı diye. Cebini tıka basa dolduranlar damla huzuru aramıyorlar. Soramıyorlar ruhlarına huzur seninle mi diye. Hızlı yaşamaktan ruhlarının cevabını dinlemeye vakitleri bile yok. Çoğumuz bu durumdayız işte. Öyle kalabalığız ki birbirimizi fark edemiyoruz. Fark edip de ruhlarımızı uyandırmak için dürtemiyoruz birbirimizi.
Bilinmedik öyle hayatlar var ki umursamadığımız hayatlarımızın içinde. Onlar bilinmiyor. Fark edilemiyor. Gizlenmemiş ama görünemeyen hayatlar. Mutluluklarımız kolonya kokusu kadar. Hep hayatımızın anlarını anlamlandırıp adını koyamadığımızdan bu uçucu mutluluğumuz. Bugün sevdiğimizin o güzel gözlerine bakarken mutluyuz da yarınlarda niye mutlu değiliz ki. Hep adını koyamadığımızdan değil mi o derin anlara. Yaşadığımız o güzelim anların adı bambaşka olmalı değil mi hey sevdalılar! Küçük bir çocuğun gözlerine bakarken, süzülen kuşların serenatını dinlerken, dili yüreğinde gizli denizi temaşa ederken, eşinizi izlerken, işçinizi, patronunuzu dikkate alırken anlamlar başkalaşmaz mı, başkalaşmalı değil mi? Bir yüreğimiz hepsine yetmeli değil mi? Umursanmalı ve bilinmeli değil mi bu hayatlar? Kendi hayatımızı umursamamız için umursanmalı değil mi hayatlar? Umursadıkça hayatımızı ve hayatları anlamlaşmaz mı anlarımız.
Rutinli günlerimde yaşamışımdır hep bunalımlı anlarımı. Yemek yemek, işe gitmek, tv izlemek, uyumak... Ne zaman bu sıradan olaylara anlam katamamışsam, sıradan diye geçiştirmişsem, yani umursamamışsam anlamsız ve de kazançsız olarak hayatımda yerini almıştır. Halbuki yerken yemeğimizin lezzetini alsak, işe giderken para kazanmaktan ziyade sosyal hayatın içindeyim, yurdumuzun güzel geleceği için çalışıyorum desek, tv. izlerken günümüz dünyasını analiz edebilsek, uyurken ruhumuzu da rahata bıraktığımızı bilip dinlenebilsek daha iyi ve anlamlı olmaz mı? Masum çocuğun gözlerine bakarken kendimizi de görebilsek, eşimizle konuşurken ruhumuzun ikizinle birlikte olduğumuzu bilip değer versek. Velhasıl her anımıza sevgi katabilsek çok daha anlamlanmaz mı? Yaşanılır olmaz mı?
Yaşadığımız her anımızı hayatımıza yerleşeceğini bilip umursayarak yaşayabilmemiz dileğiyle. Umursadığımız her anımızın mutluluk olarak hayatımıza geçmesi dileğiyle. Umursayalım hayatımızı. Sevgiyle kalın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder